ERKEKLERDE SERTLEŞEMEME SORUNUN EVLİLİK HAYATINA YANSIMASI
Son yıllarda karşılaştığımız sorunların başında sertleşememe (ereksiyon) problemini görmekteyiz nedir bu sertleşememe (ereksiyon) ; erkekte sürekli veya ara sıra tekrarlayan cinsel ilişki için gerekli olan yeterli sertleşmeye ulaşamaması veya ulaştığı halde kısa sürede sertleşmeyi kaybetmesi koruyamamasıdır. Sertleşememe bireysel bir sorun olarak görünse de eşlerin birbirlerini bu sorundan dolayı ciddi anlamda yıprattığına şahit oluyorum. Sertleşememenin nedenlerine bir göz atacak olursak ; psikolojik (ruhsal) sinirsel ve damarsal hastalıklar hormonal rahatsızlıklar sertleşememe sorunun temelinde göze çarpmaktadır.
Sertleşememe sorununun günümüzde yaşa bağlandığını görmekteyiz bu bir hatadır. Bu işin maalesef ki yaşı yok erkek bedeni sağlıklı olduğu sürece yaşadığı her yaşta cinsel ilişkiyi yaşabilecek potansiyele sahiptir. Yani ‘bu işler artık bizden geçti’ ‘yaş kemale erdi’ gibi ifadeler sorununuzun üstüne örtmek sorununuzdan kaçmaktan başka bir şey olmayacaktır. Çevremize baktığımızda hala insanların 50’li yaşlarda evlenip balayına gittiklerini hata ve hatta çocuk sahibi olduklarını görmekteyiz bu nedenle 40’lı 50’li yaşlarda görülen sertleşememe sorununun da yaşı bahane etmek sadece sorunun çözümünden kaçmak olacaktır
Toplum tarafından yadırganma , cehalet . erkeklik gururu bu sorunu yaşayan erkeklerin psikolojilerine günlük hayatına ciddi zarar vermekte travmalara şahit olmaktayız. Bu sorununun sıkıntısını birçok erkek kimseyle paylaşamaz ve sorunuyla her an her dakika boğuşarak günlerini geçirir. Bu sorununu herkesten saklamayı başaran erkek maalesef ki eşinden saklaması mümkün olmuyor. Eşine karşı yetemediğini düşünmek suçluluk duygusuna kapılmak kadına karşı erkeği daha hırçınlaştırıyor ve evde öfkeli sinirli davranışlar sergilenmeye başlıyor. Görünüşte bireysel bir sorun olan sertleşememe aile kurumuna zarar vermeye başlıyor.
Bu sorunlar dışarıya yansımıyor insanlar evlerinde sorunlarını çözmek üzere bir takım kulaktan duyma fikirleri uygulamaya başlıyorlar. Geçmiş zaman 40’lı yaşlarda bir danışanım sertleşememe probleminden gelmişti seansımızı devam ettirirken çözüm için ne gibi girişimleriniz oldu dediğimde eline ne kadar fındık fıstık cezerye geçtiyse yediğini ve hiçbir sonuç alamadığını söylemişti. Bu ve benzeri çözüm önerilerinden sonuç alamayacağınız kesindir ama bu çözüm önerilerinin şöyle bir olumsuz etkisi olacaktır. Çözüm adına attığınız her adımdan bir umut besleyeceksiniz ve bunun çözüm olmadığını gördükçe bu sorunu aşma inancınız kırılacaktır.
Türkiye’de her 10 erkekten 1 i sertleşememe problemini yaşamaktadır. Bunu Türkiye nüfusunun genel toplamında düşündüğümüz zaman ise sizinle aynı sorunu yaşayan birçok kişi olduğunu göreceksiniz evet birçok kişi yaşıyor çünkü ; sertleşmeyi engelleyen zararlı alışkanlıklar birçok erkekte görülmektedir. Bu alışkanlıklar ise ; spor yapmamak , aşırı kilo artışı, hareketli bir yaşama sahip olmamak, sigara ,alkol kullanımı,uyuşturucu madde kullanımı sertleşmemeyi tetiklemektedir. Bunlar doğrudan sertleşmeyi engellemekte fakat belirtileri varsa ve bu alışkanlıklara sahip isek sertleşmeme sorunu hayatımızda daha belirgin bir yere sahip olacaktır.
Sertleşememe (ereksiyon) probleminin en temel problemlerinden biride psikolojik durumumuzdur. O an ki ruh halimizle sertleşme paralellik gösterebilmektedir. İş hayatında bir şeylerin düzensiz gitmesi, evlilik aile hayatımızda yaşadığımız sıkıntılar, partnerlerimiz tarafından alınan bir takım olumsuz eleştiriler, yorgunluk , stres,öfke durumlarını sık sık yaşamak…vb durumlarda erkeklerde cinsel isteksizliğe neden olmakta ve zamanla sertleşememe problemi ile karşı karşıya gelinmektedir.
Görüldüğü üzere sertleşme probleminin birçok nedeni vardır. Bir başka nedense eğer erkek ilk kez cinsel ilişkiye giriyorsa ‘ya başaramazsam ?’ korkusu bir diğeri ise daha önce bir kez sertleşme problemi yaşadıysa’ ya tekrar başıma gelirse ben ne yaparım ?’korkusundan kaynaklanan tedirginlik performansta azalmaya neden olmaktadır. Bu ve benzeri sorunlarla karşılaştığınızda bir uzman desteği almaktan çekinmeyiniz. Nasıl ki bir organımız rahatsızlanıyor ve vücudumuza ve ruhumuza zarar vermeye başladığında hemen bir uzman desteğine başvuruyorsak aynı durum cinsel hayatımızdaki bütün sıkıntılar için de geçerli olmalıdır. Cinsel yaşam da ki sorunlar kendini bedeninizi ruhunuzu etkilediği gibi aynı şekilde eşinizide etkilemektedir. Cinsel yaşam evliliği besleyen ana damarlardan biridir. Nasıl diğer hastalıkların ayıbı olmuyorsa tıp ta bu rahatsızlığında bir ayıbı söz konusu değildir. Sorunlarınız karşısında kendinizle veya eşinizle boğuşmak yerine uzman desteği almanızı öneriyorum. Sağlıklı mutlu günler diliyorum.
Nazlı Çalışkan
Aile Danışmanı & Sosyolog